Hasinli Camisinin
doğu tarafında yani gözüken bu taraf yan duvarda yaklaşık 1 m yükseklikte
duvarla başlayan içinde elektrik trafosu bulunan bir mezarlık vardı.
Minarenin kuzey cephesinde binek taşı denilen ezan vakti yaklaşık 3 yaşlının
oturabildiği 80 cm kadar yükseklikte prizmatik yonu (yontma) taş vardı. Batı
tarafından gittiğimizde sokak T şeklinde sağ ve sola ayrılır, karşıda karaborsa
ürün satışında oldukça mahir, kendisinden alışveriş yapılmasını zorlar tarzda
karaborsa ürünü ipe un sererek; sabah namazını müteakiben kuyruğa girdiğimiz 1
paket maltepe, yarım kilo toz şeker, paket margarin için insanları keyifle
bekleten, hanımı çocuklara karşı oldukça sevecen Bakkal Kör Osman Amca vardı.
Sol tarafa döner dönmez köşe başında Erzurum göçmeni mahalle berberimizin yeri
vardı. Lise çağına kadar 3 numara saç kesimimizi yaptı evelallah. Zaza marka o
zamanlar oldukça pahalı olan mekanik saç makinasının 3 dişini benim sık ve sert
saçlarım kırınca sen bir daha gelme der gibi bakmıştı rahmetli. Caminin sol
tarafından koç sokaktan giderken sol tarafta kot seviyesi düşük bir boşluk
vardı. Orası bizim çocukluğumuzun futbol sahası idi. Kırk yılın başı meşin top
elimize geçerse kale olarak kullandığımız evin duvarına şutlar gidince ev
sahibi bizi uyarır, sonra kovalardı. Sağ tarafta esnaflığı, temizliği ve
ağırbaşlılığı ile mukim H Ömer bakkalımız vardı. Mübarek karaborsa mal bulamaz,
bulursa da ayrım gözetmeksizin verirdi. Hakka yürüdü ise Allah rahmet eylesin,
yaşıyorsa rabbim sağlıklı uzun ömürler versin evlatları ile birlikte. Devam
edersek sağda yine bir boşluk ve Deveci Hamamı vardı. Hamamın arkası Rahmetli
Tevfik Amcanın bahçesi idi. Buradan kocaman göbekli ve yağlı marulları alıp
Kayseri Lisesi Çeşmesi önünde çifti 5 liraya satardım. Koç sokak Söğütlü önüne
bağlanırdı. H Ömer bakkalın karşı sokağı Tacettin Veli' ye çıkardı. Göbeğimin
gömüldüğü cami dibi yol oldu 18 yıl gurbette yaşadım. Makina dişi kıran saçlar
seyreldi saçlı kel oldum. Mahalle bakkalına çirişle yapıştırıp yaptığım kese
kâğıtları tarih oldu. O güzelim evlerle birlikte çocukluğum, anılarım yer ile
yeksan oldu. Fakir ama güzel bir çocukluk yaşadık vesselam!
Davut Bayram
tarafından Hasinli Mahallesini anlatan bir yorum okudunuz. Şimdi benim de
küçüklüğümün geçtiği ve son yıllarına tanıklık ettiğim kara taşlı bu sokakları
bende anlatayım.
Kanaat
Bakkaliyesi
Bakkal Kör Osman
bizim komşumuzdu. 1986 veya 87 yılında öldü. Kanaat bakkaliyesini işletirdi.
Evi bakkalın arkasındaydı. Öldükten sonra oğulları bakkalı kendisi gibi
işletemedi. Kapandı gitti.
Erzurum göçmeni
berbere Kürt Şerafettin denirdi. Oda Söğütlüön tarafına taşındı gitti.
Hasinli
Camisi ve Çevresindeki Hendekler
Hasinli mahallesi şu
anda Tacettin Veli Mahallesine dahil edilmiştir. Yani Hasinli Mahallesi maalesef
tarihe karıştı diyebiliriz. Bu mahallesinden kalan ve ismini taşıyan nadir
eserlerde biriside Hasinli Camisidir. Hasinli Camisinin doğu tarafında
bulunan atıl durumda hiç kullanılmayan içinde otların hüküm sürdüğü mezarlık
olduğu pek belli olmayan bir alan vardı ki burada yürürken otlar arasında
kurukafa bulmuştuk. Belki de caminin eski hoca veya müezzinlerinden birine
aitti. Caminin çıkış kapısının hemen karşısında bir çeşme vardı. Koç sokaktan
girerken kot seviyesi düşük boşluğa ve deveci hamamı önündeki kot seviyesi
düşük boşluklara biz “hendek” derdik. Burada mahalle çocukları top oynardı. Bu
boşluklardan Koç Sokaktan giderken ki olanda duyduğuma göre eskiden caminin
medresesi varmış. Tahminimce medreseler kapatılınca bina yıkılarak temel
taşlarına kadar kullanılmış ve kot seviyesi düşük bir boşluk kalmış.
Deveci hamamı tarafındaki hendek ise eski sıbyan mektebine ait olabilir. Bu
tahminlerime temel olarak Muhamed KÖSE tarafından yazılan Kayseri Şehri (1830-1860) adlı doktora tezinden faydalandım. Bu tezde Cami hakkında şu
bilgiler yer almakta:
Camiye ait
kitabeden anlaşıldığı kadarıyla cami, 1714 yılında "hayır ve hasenat
sahibi" es-Seyyid el-hac Derviş Mehmed Ürgübî tarafından inşa edilmiştir.
Bitişiğinde bulunan sıbyan mektebi, medrese ve çeşme caminin banisi tarafında
yaptırılıp vakıf hayratına dahîl edilmiştir. 1786 yılında cami, Derviş Mehmed
Ürgübî’nin neslinden gelen Ak Hatun adında bir kadın tarafından tamir
ettirilmiştir. Bahsi geçen sıbyan mektebi ve medreseden bugün bir iz yoktur.
Yalnız, caminin karşısındaki Hasinli Çeşmesi ayaktadır.
Ayrıca bu tezde
Hasinli Mahallesi hakkında şu bilgilere yer almakta:
Hasinli
(Hisayünlü) Mahallesi: 1500 tarihli Tapu-Tahrir Defteri’nde “Hisayünlü
Mahallesi tabi Lala” adıyla geçen mahallede 87 hane nüfusu
ikamet etmekteydi. Müslüman ve Ermenilerin birlikte yaşadığı ve Müslüman
varlığının daha güçlü olduğu bu mahallede 1831’de 115 Müslüman hanesi mevcut
olup 71 genç, 101 çocuk ve 84 yaşlı olmak üzere toplam 256 Müslüman erkek
nüfusu yaşamaktaydı. Sayım sırasında iki kişinin İzmir’de, birer kişinin
İstanbul ve Şam’da bulunduğu ve bir kişinin kayıp olduğu tespit edilmiştir. Bu
tarihte mahallenin muhtarlık görevini Süleyman, imamlık vazifesini de Hacı
Toros efendiler icra etmekteydi. Bu dönemde hane reislerinin muhtelif olan
meslekleri arasında eskicilik, askerlik, ekmekçilik, tüccarlık, nalbantlık,
kutuculuk, hızarcılık, körtüncülük, mücellitlik ve çizmecilik yer almaktaydı.
Ayrıca 1834 tarihli temettuat defterinde ise mahallenin hane sayısı 113, toplam
nüfusu 565 ve toplam temettuatı 68.499 kuruştur.
Hasinli Camii
tarihinde adı geçen Vakıf sahibinin neslinden “Ak Hâtun” adında bir kadın
tarafından tamir edilir ve kapısının üzerinde şu beyit yazılı bulunur (H.
1201/M.1786):
“Bu ra‘nâ mâbedi ziynetle eyledi ihyâ
İde cennet sarâyın bahş, bu Ak Hatun´a ol
Mevlâ.”
Beytin
sadeleştirilerek nesre çevrilmesi:
“Bu güzel mabedi süsleyip bezeyerek ihya
eyledi. Mevla bu Ak Hatun´a cennet sarayını bağışlasın.”
Hasinli Caminin
Tavanı tahta direklerle yapılmış, bunlar yine tahta sütunlarla desteklenmiştir.
Caminin Minberi, Mihrabı ve dış kapısındaki taş işçiliği görülmeye
değerdir. Lale devrinde yapılan bir eser olması sebebiyle Osmanlı başkentindeki
sanat anlayışının yansımaları bu eserde görülmektedir.
Bu evlerin bazıları viraneye dönmüş, çoğunda ise hâlâ yaşam devam ediyordu. Eskiden buralarda Kayseri’nin yerli halkı otururdu. Ancak zamanla bu insanlar mahallelerini terk etmeye başladılar. 1990’lı yıllarda, bohçacılar gibi ucuz ev arayan yeni sakinler yerleşti bu sokaklara. Zamanla mahalleler, belediyenin sistematik dönüşüm projeleriyle adeta birer birer yok edildi, haritadan silindi.
Bir zamanlar mahallenin neşesi olan Bakkal Ömer Amca ise sonuna kadar direndi. O küçük dükkânında son müşterisine kadar hizmet verdi. Ama sonunda o da kapattı kepenklerini ve sessizce gitti…
Hasinli Mahallesi
ile ilgili Türk Dönemi Kayseri Kenti ve Mahalleleri adlı
kitapta şu bilgilere yer vermekte:
Hasinli mahallesi
adı ilk olarak 1570 yılında düzenlenen tahrir defterinde geçmektedir. Bu
mahalle Lala Cami Mahallesi'nin bölünmesiyle oluşmuştur. Mahallenin hane
sayısı sürekli artmış Kayserinin ikinci en büyük mahallesi durumuna gelmiştir.
Mahalleye 1570 yılı tahririnde 110 hane, 1584 yılı tahririnde ise 317 Müslüman
ve 2 gayrimüslim hane kaydedilmiştir. Sur dışında bulunan mahalle, adını 15
yüzyılın sonunda yapıldığı düşünülen Hasinli Mescidi'nden almıştır. Mahalle 17.
yüzyılda üçe bölünmüş, güneyindeki kısma Deliklitaş, güneybatısındaki kısma ise
Hacı Kasım adları verilmiştir. Mahallenin sınırları içine ve Deliklitaş
Mahallesi yakınına 1730 yılında Deveci Hamamı'nın yapılmasıyla bu çevrenin
yaşam kalitesi yükselmiştir. Varlığını 2000 yılına kadar sürdüren mahalle,
Melikgazi belediyesinin aldığı bir kararla Tacettin Veli Mahallesi'ne
bağlanmıştır.
Hasinli Camisinin
doğu tarafında yani gözüken bu taraf yan duvarda yaklaşık 1 m yükseklikte
duvarla başlayan içinde elektrik trafosu bulunan bir mezarlık vardı.
Minarenin kuzey cephesinde binek taşı denilen ezan vakti yaklaşık 3 yaşlının
oturabildiği 80 cm kadar yükseklikte prizmatik yonu (yontma) taş vardı. Batı
tarafından gittiğimizde sokak T şeklinde sağ ve sola ayrılır, karşıda karaborsa
ürün satışında oldukça mahir, kendisinden alışveriş yapılmasını zorlar tarzda
karaborsa ürünü ipe un sererek; sabah namazını müteakiben kuyruğa girdiğimiz 1
paket maltepe, yarım kilo toz şeker, paket margarin için insanları keyifle
bekleten, hanımı çocuklara karşı oldukça sevecen Bakkal Kör Osman Amca vardı.
Sol tarafa döner dönmez köşe başında Erzurum göçmeni mahalle berberimizin yeri
vardı. Lise çağına kadar 3 numara saç kesimimizi yaptı evelallah. Zaza marka o
zamanlar oldukça pahalı olan mekanik saç makinasının 3 dişini benim sık ve sert
saçlarım kırınca sen bir daha gelme der gibi bakmıştı rahmetli. Caminin sol
tarafından koç sokaktan giderken sol tarafta kot seviyesi düşük bir boşluk
vardı. Orası bizim çocukluğumuzun futbol sahası idi. Kırk yılın başı meşin top
elimize geçerse kale olarak kullandığımız evin duvarına şutlar gidince ev
sahibi bizi uyarır, sonra kovalardı. Sağ tarafta esnaflığı, temizliği ve
ağırbaşlılığı ile mukim H Ömer bakkalımız vardı. Mübarek karaborsa mal bulamaz,
bulursa da ayrım gözetmeksizin verirdi. Hakka yürüdü ise Allah rahmet eylesin,
yaşıyorsa rabbim sağlıklı uzun ömürler versin evlatları ile birlikte. Devam
edersek sağda yine bir boşluk ve Deveci Hamamı vardı. Hamamın arkası Rahmetli
Tevfik Amcanın bahçesi idi. Buradan kocaman göbekli ve yağlı marulları alıp
Kayseri Lisesi Çeşmesi önünde çifti 5 liraya satardım. Koç sokak Söğütlü önüne
bağlanırdı. H Ömer bakkalın karşı sokağı Tacettin Veli' ye çıkardı. Göbeğimin
gömüldüğü cami dibi yol oldu 18 yıl gurbette yaşadım. Makina dişi kıran saçlar
seyreldi saçlı kel oldum. Mahalle bakkalına çirişle yapıştırıp yaptığım kese
kâğıtları tarih oldu. O güzelim evlerle birlikte çocukluğum, anılarım yer ile
yeksan oldu. Fakir ama güzel bir çocukluk yaşadık vesselam!
Davut Bayram
tarafından Hasinli Mahallesini anlatan bir yorum okudunuz. Şimdi benim de
küçüklüğümün geçtiği ve son yıllarına tanıklık ettiğim kara taşlı bu sokakları
bende anlatayım.
Kanaat
Bakkaliyesi
Bakkal Kör Osman
bizim komşumuzdu. 1986 veya 87 yılında öldü. Kanaat bakkaliyesini işletirdi.
Evi bakkalın arkasındaydı. Öldükten sonra oğulları bakkalı kendisi gibi
işletemedi. Kapandı gitti.
Erzurum göçmeni
berbere Kürt Şerafettin denirdi. Oda Söğütlüön tarafına taşındı gitti.
Hasinli
Camisi ve Çevresindeki Hendekler
Hasinli mahallesi şu
anda Tacettin Veli Mahallesine dahil edilmiştir. Yani Hasinli Mahallesi maalesef
tarihe karıştı diyebiliriz. Bu mahallesinden kalan ve ismini taşıyan nadir
eserlerde biriside Hasinli Camisidir. Hasinli Camisinin doğu tarafında
bulunan atıl durumda hiç kullanılmayan içinde otların hüküm sürdüğü mezarlık
olduğu pek belli olmayan bir alan vardı ki burada yürürken otlar arasında
kurukafa bulmuştuk. Belki de caminin eski hoca veya müezzinlerinden birine
aitti. Caminin çıkış kapısının hemen karşısında bir çeşme vardı. Koç sokaktan
girerken kot seviyesi düşük boşluğa ve deveci hamamı önündeki kot seviyesi
düşük boşluklara biz “hendek” derdik. Burada mahalle çocukları top oynardı. Bu
boşluklardan Koç Sokaktan giderken ki olanda duyduğuma göre eskiden caminin
medresesi varmış. Tahminimce medreseler kapatılınca bina yıkılarak temel
taşlarına kadar kullanılmış ve kot seviyesi düşük bir boşluk kalmış.
Deveci hamamı tarafındaki hendek ise eski sıbyan mektebine ait olabilir. Bu
tahminlerime temel olarak Muhamed KÖSE tarafından yazılan Kayseri Şehri (1830-1860) adlı doktora tezinden faydalandım. Bu tezde Cami hakkında şu
bilgiler yer almakta:
Camiye ait
kitabeden anlaşıldığı kadarıyla cami, 1714 yılında "hayır ve hasenat
sahibi" es-Seyyid el-hac Derviş Mehmed Ürgübî tarafından inşa edilmiştir.
Bitişiğinde bulunan sıbyan mektebi, medrese ve çeşme caminin banisi tarafında
yaptırılıp vakıf hayratına dahîl edilmiştir. 1786 yılında cami, Derviş Mehmed
Ürgübî’nin neslinden gelen Ak Hatun adında bir kadın tarafından tamir
ettirilmiştir. Bahsi geçen sıbyan mektebi ve medreseden bugün bir iz yoktur.
Yalnız, caminin karşısındaki Hasinli Çeşmesi ayaktadır.
Ayrıca bu tezde
Hasinli Mahallesi hakkında şu bilgilere yer almakta:
Hasinli
(Hisayünlü) Mahallesi: 1500 tarihli Tapu-Tahrir Defteri’nde “Hisayünlü
Mahallesi tabi Lala” adıyla geçen mahallede 87 hane nüfusu
ikamet etmekteydi. Müslüman ve Ermenilerin birlikte yaşadığı ve Müslüman
varlığının daha güçlü olduğu bu mahallede 1831’de 115 Müslüman hanesi mevcut
olup 71 genç, 101 çocuk ve 84 yaşlı olmak üzere toplam 256 Müslüman erkek
nüfusu yaşamaktaydı. Sayım sırasında iki kişinin İzmir’de, birer kişinin
İstanbul ve Şam’da bulunduğu ve bir kişinin kayıp olduğu tespit edilmiştir. Bu
tarihte mahallenin muhtarlık görevini Süleyman, imamlık vazifesini de Hacı
Toros efendiler icra etmekteydi. Bu dönemde hane reislerinin muhtelif olan
meslekleri arasında eskicilik, askerlik, ekmekçilik, tüccarlık, nalbantlık,
kutuculuk, hızarcılık, körtüncülük, mücellitlik ve çizmecilik yer almaktaydı.
Ayrıca 1834 tarihli temettuat defterinde ise mahallenin hane sayısı 113, toplam
nüfusu 565 ve toplam temettuatı 68.499 kuruştur.
Hasinli Camii
tarihinde adı geçen Vakıf sahibinin neslinden “Ak Hâtun” adında bir kadın
tarafından tamir edilir ve kapısının üzerinde şu beyit yazılı bulunur (H.
1201/M.1786):
“Bu ra‘nâ mâbedi ziynetle eyledi ihyâ
İde cennet sarâyın bahş, bu Ak Hatun´a ol
Mevlâ.”
Beytin
sadeleştirilerek nesre çevrilmesi:
“Bu güzel mabedi süsleyip bezeyerek ihya
eyledi. Mevla bu Ak Hatun´a cennet sarayını bağışlasın.”
Hasinli Caminin
Tavanı tahta direklerle yapılmış, bunlar yine tahta sütunlarla desteklenmiştir.
Caminin Minberi, Mihrabı ve dış kapısındaki taş işçiliği görülmeye
değerdir. Lale devrinde yapılan bir eser olması sebebiyle Osmanlı başkentindeki
sanat anlayışının yansımaları bu eserde görülmektedir.
Bu evlerin bazıları viraneye dönmüş, çoğunda ise hâlâ yaşam devam ediyordu. Eskiden buralarda Kayseri’nin yerli halkı otururdu. Ancak zamanla bu insanlar mahallelerini terk etmeye başladılar. 1990’lı yıllarda, bohçacılar gibi ucuz ev arayan yeni sakinler yerleşti bu sokaklara. Zamanla mahalleler, belediyenin sistematik dönüşüm projeleriyle adeta birer birer yok edildi, haritadan silindi.
Bir zamanlar mahallenin neşesi olan Bakkal Ömer Amca ise sonuna kadar direndi. O küçük dükkânında son müşterisine kadar hizmet verdi. Ama sonunda o da kapattı kepenklerini ve sessizce gitti…
Hasinli Mahallesi
ile ilgili Türk Dönemi Kayseri Kenti ve Mahalleleri adlı
kitapta şu bilgilere yer vermekte:
Hasinli mahallesi
adı ilk olarak 1570 yılında düzenlenen tahrir defterinde geçmektedir. Bu
mahalle Lala Cami Mahallesi'nin bölünmesiyle oluşmuştur. Mahallenin hane
sayısı sürekli artmış Kayserinin ikinci en büyük mahallesi durumuna gelmiştir.
Mahalleye 1570 yılı tahririnde 110 hane, 1584 yılı tahririnde ise 317 Müslüman
ve 2 gayrimüslim hane kaydedilmiştir. Sur dışında bulunan mahalle, adını 15
yüzyılın sonunda yapıldığı düşünülen Hasinli Mescidi'nden almıştır. Mahalle 17.
yüzyılda üçe bölünmüş, güneyindeki kısma Deliklitaş, güneybatısındaki kısma ise
Hacı Kasım adları verilmiştir. Mahallenin sınırları içine ve Deliklitaş
Mahallesi yakınına 1730 yılında Deveci Hamamı'nın yapılmasıyla bu çevrenin
yaşam kalitesi yükselmiştir. Varlığını 2000 yılına kadar sürdüren mahalle,
Melikgazi belediyesinin aldığı bir kararla Tacettin Veli Mahallesi'ne
bağlanmıştır.
Sizin anlattığınız yerde bir tane hasinli camisi var. Orda Türklerin yaşam izine rastlamadım. Tevfik emminin bahçesinde iyi olmasada yeşillikler var büyük Söğütlü onu işgalde küçük Söğütlü önünde bir cami var orda da hiç Türk evi göremedim. Ne re de yaşamışlar acaba.
YanıtlaSilNe dediğinizi tam anlamadım ama. Caminin etrafındaki eski evler hep yıkıldı.
Sil